Ana içeriğe atla

Ekşi Maya Hakkında


İnsanlık tarihinde yaklaşık 5000  yıldır ekşi maya  kullanılıyor. 
Hazır ticari mayalarda genellikle kuvvetli tek bir  mantar bulunur. Bu tek ve kuvvetli mantar hamuru çabucak aktive ettiği için zamandan bir tasarruf sağlar ama maalesef lezzetten ve en mühimi de sağlıktan çalar.
Ekşi mayada ise ticari mayaların aksine pek çok aktif bakteri mantar kültürleri mevcuttur. Bu yüzden hem  probiyotik, hem prebiyotik yani simbiyotiktir.
Hazır ticari mayalardan başka bir farkı da ekşi maya hiç bitmez, sonsuza kadar yaşar. Un ve su ile beslersiniz çoğalır, çünkü ekşi maya canlı bir organizmadır.
Ekşi mayalı içinde bol çeşitli bakteri ve mantarlar sayesinde kolay kolay  bayatlamaz ve çok lezzetlidir.
Yıllanmış bir  ekşi maya içindeki bakteri ve mantarlar da daha çok zengin olduğu için yıllanmış mayanın ekmeği de çok daha lezzetlidir. 
Ayrıca yıllanmış mayanın ekmeği de daha uzun süre tazeliğini korur.
Ekşi mayalı ekmeğin sindirimi  ticari mayalı ekmeklere kıyasla daha kolaydır.
İçindeki bakteri ve mantarlar ekmekteki karbonhidratı önceden sindirir, buğday proteinlerini parçalar.
Glüten de bir tahıl proteinidir ve ekşi maya ile yapılmış ekmekte
glüten sindirilebilir oranda maya tarafından parçalanmıştır.
Ekşi mayalı ekmeklerin glisemik indeksi oldukça düşüktür. Az miktarda bir ekşi mayalı ekmek bile sizi doyurur, uzun süre tok tutar. Ekşi mayalı ekmek kan şekerinizi hızla yükseltmediği için hızla da düşürmez.
Besleyicidir B12 vitamini açısından son derece zengindir. 
Ekşi maya, ekmekte oluşan beta glukan'ın pişirilirken parçalanmasını engeller. Beta Glukan ise, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, kanseri önlemede yardımcıdır.
Maya alerjileri olanlar bile ekşi mayalı ekmeği güvenle tüketebilir. Ekşi maya doğal probiyotik bakterilerden meydana geldiği için alerji yapmaz.
Ekşi maya, ekmeği zararlı küf ve mantarlara karşı korur.
Ekşi hamur fermantasyonu sırasında, gıdadaki besleyici özelliği olmayan maddeler uzaklaştırılmış olur. Örneğin fitik asit, insan beslenmesinde mineral emilimini engellemekle kalmaz, proteinlerin emilmesini de olumsuz etkiler. Ekşi hamurla hazırlanmış bir ekmekte fitik asit oranı çok düşer.
Fırıncı mayası bir pro-candida canlısıdır. Oysa doğal mayalamanın ürünü olan dost bakterilerle candida albicans kontrol altına alınır.
Fermente mutfağımda sadece ekşi maya ve gerçek un kullanılır.

Online sipariş vermek için sitemizi ziyaret edebilirsiniz. 
https://www.fermentemutfagim.com/

Bu yazı çeşitli kaynaklardan alıntı yapılarak hazırlanmıştır.

Yorumlar

  1. Gluten de yokmus. Seker hastalari da tuketebilir mi? Gluten intoleransi olanlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Azar azar başlayıp vücudunuzun verdiği tepkiye göre beslenmenize dahil edebilirsiniz.

      Sil
  2. Merhaba, ben de ekşi maya yapmayı denedim ama mayamın üzeri 1 gün sonra kabuk bağladı. Bir de kavanoz kapağı yüzünden kabarmıyo diye düşünüp elbezi örttüm üstüne 1 gece sonra hamurum kabarcıklanmıştı ama kabuğun üstünde küflenme olmuştu. Bu şekilde küf olayı sizde de oldu mu? Küflü kısmı attım ama küfün bacakları uzun olduğu için devam edeyim mi, dökeyim mi bilemedim. Ne dersiniz? Böyle bir şeyi tecrübe ettiniz mi?

    YanıtlaSil
  3. Merhaba. Sizden aldigim eksimayayi nasil beslerim? Ve maya bana ulasir ulasmaz hemen ekmek yapabilir miyim?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

İlgili Diğer Yayınlar

Rafine Şekersiz Siyez Keki

Rafine şeker kullanmadan en eski un olan 10 bin yıllık unla, siyez unuyla kek yapalım mı? Rafine şeker yerine ne kullanmak lazım. Sunni tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlıyken geriye ne kalıyor?  Ya bal ve pekmez. Bal ısıyla temas edince toksik etki yaratıyor. Pekmezde zaten çok uzun süre kaynatılarak yapıldığı için bu etki maalesef mevcut. En iyisi soğuk sıkım pekmezler tüketmek. Aranırsa bulunuyor. Pekmezi de ısıya dayanıksız olması yüzünden kullanmıyorum pişirilecek tariflerde. Geriye şeker yerine kullanabileceğim çok fazla da seçenek kalmadı. Meyvenin kendi şekeri dışında.  Tatlandırıcı için olgun muz ve kuru dut kullandım. Hurma ya da kuru üzüm, gün kurusu kayısı da kullanılabilir. Fermente mutfağımda kullanılmayan malzemeler; Rafine tuz, Rafine şeker, Rafine endüstriyel un (organik ve tam buğday unu da olsa kullanmıyorum) Kabartma tozu, Şekerli vanilin, Kakao (yalnızca ham kakao kullanıyorum) Zeytin yağı, Hindistan cevizi yağı  ve tereyağ...

4/6 Yiyecekleri Sağlıklı Pişirme Yöntemleri

Fermantasyon ile Dönüşüm Sanatı İleri Dönüşüm Sanatı Fermantasyon 4. Bölüm İçten Dışa Detoks 6. Kısım Yiyecekleri Sağlıklı Pişirme Yöntemleri Detoks boyunca yediklerimiz kadar, onları nasıl hazırladığımız da önemlidir. Fermente edilmiş yiyeceklerin dışında kalan çiğ sebzeler ve meyvelerle beslenirken, bu yiyecekleri besin değerleri kaybolmadan hazırlamak önemlidir. Aslında yiyecekleri pişirme yöntemleri sadece detoks için gerekli değil, genel olarak sağlıklı beslememizin de kriterlerindendir. Pişirme yöntemi, sağlıklı bir yiyeceği zararlı bir yiyecek haline dönüştürebilir. Doğru yiyecekleri doğru pişirme teknikleriyle hazırlayarak maksimum faydaya ulaşırız. Örneğin kabak tüm sebzeler gibi bol lif ve vitaminler içeren sağlıklı ve faydalı bir sebzedir, bununla birlikte kabağı kızgın yağda kızartırsak faydasının önüne kızartmanın zararları geçebilir. Yiyecekleri pişirerek onların formlarını değiştiririz, kullandığımız pişirme yöntemleri bu formları belirler. Detoks boyunca sağlıklı yiyece...

Varlığın Derinliklerine Bir Yolculuk

  İçimizdeki Polis ve Özgürlüğün Aynası Hepimizin içinde tanıdık bir ses vardır; sürekli tetikte olan, yargılayan, denetleyen ve neyin "doğru" neyin "yanlış" olduğuna karar veren bir otorite. Bu sese genellikle içsel eleştirmen , vicdan ya da daha sert bir ifadeyle, içimizdeki "polis" deriz. Hayatımızı bu polisin gölgesinde yaşarız; onun onayını arar, kınamasından korkarız. Peki ya bu polis, gerçek bir otorite değil de, kimliğimizi gasp etmiş bir sahtekârsa? Bu yazı, sahte merkezin ötesindeki gerçek doğamızı keşfetmeye davet eder. Bu yolculuk, zihinsel bir egzersiz değil, varoluşun temel yapısını anlamaktır. Mutlak Zemin: Gerçek Tanık-Bilinç Her deneyimin, her düşüncenin, duygunun ve algının- üzerinde gerçekleştiği, bir "zemin" vardır. Bu zemin, gerçek Tanık-Bilinç'tir. O, her şeyin içinde olup bittiği saf, yargısız, kişisel olmayan Farkındalık alanıdır. O, bir "kişi" değildir. Bunu genellikle bir aynaya benzetebiliriz. Ayna, önünde...