09.04.2021
Beş tavuk, bir horoz ve iki sülünden oluşan küçük bir sürüm var. Tavuk besleyen herkesin bildiği gibi ben de kısa sürede tavukların doymak bilmeyen iştahına şahit oldum. Her an yemeye hazır bu minik dinazorlar, bahçenin en son ve uzak noktasında bile olsalar, sesimi duyar duymaz bütün güçleriyle hepsi birlikte bana doğru koşmaya başlıyorlar. Bahçede yürürken, arkamdan koşa koşa takip eden bir tavuk sürüsü ile dolaşmak beni bir çocuk gibi mutlu ediyor. Onları seviyorum, günüme her zaman neşe katıyorlar. Her gün yumurtalarını toplamak, mükemmel lezzette olan taze yumurtalarını yemek işin en keyifli tarafı. İçlerinde henüz yumurtlamaya başlamamış olanlar da var. Yeni yumurtlamaya başlayanlardan bir tanesi her gün verandadaki masanın tam ortasına yumurtluyor, yakalayamazsanız bazen düşüp kırılıyor bu yumurta. Bu durum beni çok güldürüyor, çünkü tavuğun yumurtayı altın yumurta gibi masaya bırakmasına gülüyorum her gün. Onun yumurtasına bu kadar değer vermesi bence hiç de anlaşılmaz bir şey değil.