Ana içeriğe atla

6/6 fermente tarifler 7

 


Fermantasyon ile Dönüşüm Sanatı

İleri Dönüşüm Sanatı Fermantasyon

6. Bölüm

7. Kısım


İlikli Kemik Suyu

Kollejen bakımından zengin olan kemik suyu bozulmuş bağırsak florasını tekrar düzene sokmada, bağırsak çeperini onarmada ve bağırsak geçirgenliğini azaltmakta rol oynar. Kemik suyundaki doğal jelatin sızıntılı bağırsağı iyileştirmede yardımcıdır. Sindirim sistemi mukozasına ve besinlerin sindirilmesine yardımcı olur. Böylece yeterince parçalanmamış proteinlerin kana geçmesini engeller.

İçeriğindeki kalsiyum, magnezyum ve fosfor ile kemik oluşumunu ve onarımını destekler, inflamasyon ile savaşır. İçerisinde anti inflamatuar amino asitler, glisin ve proline çok yüksektir. Grip ve benzeri soğuk algınlığı enfeksiyonlarıyla savaşır. Sindirime hazır sunduğu besiler vücut direncini arttırır ve bağışıklığı hızla güçlendirir. Eklem ağrısı ve iltihabı önlemede yardımcıdır. Cilt, saç ve tırnak sağlığında etkilidir. Kemik suyu içerisindeki kollajen ve jelatin saç büyümesini desteklerken saç tellerini ve cildi canlandırıp onarır. Mineral takviyelerinden çok daha doğaldır ve uykuyu düzene sokmada ve zihni sakinleştirmede de etkilidir. Tüm bu faydalara ilave olarak tabii ki yemeklere gurme bir lezzet katar. 

 

Malzemeler

3 kg ilikli dana kemiği-tercihen yaklaşık 5 cm kalınlığında kesilmiş

2 yemek kaşığı Fermente elma sirkesi,

1 dal Biberiye

2 defne yaprağı

1 kereviz sapı

1 kuru soğan

2 diş sarımsak

1 yemek kaşığı tane karabiber

1 tatlı kaşığı Çankırı Kaya tuzu

İçme suyu


Yapılışı

Kemikleri büyükçe bir tencereye alarak üzerini 4-5 parmak örtecek kadar suyla doldurun ve kaynamaya bırakın. Bu şekilde ağzı açık olarak 5 dakika kaynamalarına izin verin. Tencerenin altını kapatıp, içindeki suyu lavaboya tamamen dökün ve akan suyun altında kemikleri yıkayarak, kaynarken bıraktıkları kirli keften tamamen arındırın. Tencereyi de güzelce yıkayarak kemikleri tekrar içine alın ve tüm diğer malzemeyi de tencereye ekleyin. Kemiklerin üzerini 4-5 parmak geçecek kadar içme suyunu tencereye doldurduktan sonra tencerenin ağzında da yine 4-5 parmak kadar daha boşluk bırakın ki kaynayınca taşmasın. Kaynayınca ocağın altını iyice kısarak yalnızca çok hafif kaynama şekliyle 12- 24 saat kemikleri pişirebilir ya da bir düdüklü kullanarak bu süreyi 3 saatte tamamlayabiliriz. Sürenin ortasına gelindiğinde her iki yöntemde de tenceredeki suyun durumuna göre biraz daha su ilave ederek pişirmeye devam etmek gerekebilir.

Pişirme işlemi tamamlandığında tencerenin soğumasını bekleyip kemik suyunu ince bir süzgeçten geçirip uygun kaplara boşaltıp oda ısısına gelince buzdolabına kaldırın. Ertesi gün jöle kıvamına gelen kemik suyunu dondurucuya kaldırabilir ve her gün içmek için bir porsiyon çıkararak kullanabilirsiniz. Ya da bu şekliyle buzdolabında üç gün muhafaza ederek de kullanabilirsiniz.

Yorumlar

İlgili Diğer Yayınlar

Rafine Şekersiz Siyez Keki

Rafine şeker kullanmadan en eski un olan 10 bin yıllık unla, siyez unuyla kek yapalım mı? Rafine şeker yerine ne kullanmak lazım. Sunni tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlıyken geriye ne kalıyor?  Ya bal ve pekmez. Bal ısıyla temas edince toksik etki yaratıyor. Pekmezde zaten çok uzun süre kaynatılarak yapıldığı için bu etki maalesef mevcut. En iyisi soğuk sıkım pekmezler tüketmek. Aranırsa bulunuyor. Pekmezi de ısıya dayanıksız olması yüzünden kullanmıyorum pişirilecek tariflerde. Geriye şeker yerine kullanabileceğim çok fazla da seçenek kalmadı. Meyvenin kendi şekeri dışında.  Tatlandırıcı için olgun muz ve kuru dut kullandım. Hurma ya da kuru üzüm, gün kurusu kayısı da kullanılabilir. Fermente mutfağımda kullanılmayan malzemeler; Rafine tuz, Rafine şeker, Rafine endüstriyel un (organik ve tam buğday unu da olsa kullanmıyorum) Kabartma tozu, Şekerli vanilin, Kakao (yalnızca ham kakao kullanıyorum) Zeytin yağı, Hindistan cevizi yağı  ve tereyağ...

Varlığın Derinliklerine Bir Yolculuk

  İçimizdeki Polis ve Özgürlüğün Aynası Hepimizin içinde tanıdık bir ses vardır; sürekli tetikte olan, yargılayan, denetleyen ve neyin "doğru" neyin "yanlış" olduğuna karar veren bir otorite. Bu sese genellikle içsel eleştirmen , vicdan ya da daha sert bir ifadeyle, içimizdeki "polis" deriz. Hayatımızı bu polisin gölgesinde yaşarız; onun onayını arar, kınamasından korkarız. Peki ya bu polis, gerçek bir otorite değil de, kimliğimizi gasp etmiş bir sahtekârsa? Bu yazı, sahte merkezin ötesindeki gerçek doğamızı keşfetmeye davet eder. Bu yolculuk, zihinsel bir egzersiz değil, varoluşun temel yapısını anlamaktır. Mutlak Zemin: Gerçek Tanık-Bilinç Her deneyimin, her düşüncenin, duygunun ve algının- üzerinde gerçekleştiği, bir "zemin" vardır. Bu zemin, gerçek Tanık-Bilinç'tir. O, her şeyin içinde olup bittiği saf, yargısız, kişisel olmayan Farkındalık alanıdır. O, bir "kişi" değildir. Bunu genellikle bir aynaya benzetebiliriz. Ayna, önünde...

Anadolu Arslanı-Kadim Bir Yoldaş

Anadolu'nun Canlı Mirası Sivas Kangalı'nın Derinlikleri Bu kadim bilgeler yedi yıldır hayatımın tam merkezindeler. Biri altı yaşında, diğeri ise onun ilk göz ağrısı olan beş yaşındaki oğlu, bir diğeri de babaları ve ilk o geldi  Sivas -  Kangal 'dan. Birlikte yaşanan bu yedi yıldan öğrendiklerim, hissettiklerim ve bu muhteşem hayvan hakkında bu yazı. En önemlisi ve ilkiyle başlayalım; Kangal'a hükmedemezsiniz, onun 'sahibi' olamazsınız. Ona ancak yoldaş olabilirsiniz. Bunu neden mi söylüyorum? Çünkü onların özgür ruhu, dört duvarla veya bir bahçeyle sınırlanamaz. Genetik kodlarında kilometrelerce genişlikteki bir alanı tarama ve koruma yeteneği var. Koca bir köyü, özellikle de en savunmasız saatler olan şafak sökerken ve gecenin derinliklerinde, kendi inisiyatifleriyle devriye gezip koruyabildiklerini gördüğünüzde, 'sahiplik' kelimesinin ne kadar anlamsız kaldığını anlıyorsunuz. Yaklaşık olarak 30-40 kilometreyi bulabilen bu devasa hakimiyet alanı, onlar...