Ana içeriğe atla

Mutlak Varlık


 Hiçliğin Kalbindeki Mutlak Doluluk

Hiçlik, bu kelimeyi duyduğunuzda zihninizde ne canlanıyor? Çoğumuz için bu kelime korkutucu bir boşluğu, karanlık bir yok oluşu veya anlamın tamamen yitirildiği bir durumu çağrıştırır. Hayatımızı "bir şeyler" inşa ederek, "biri" olmaya çalışarak geçiririz. Bu yüzden hiçlik, varoluşsal çabalarımızın antitezi gibi görünür.

Advaita Vedanta öğretisinin 20. yüzyıldaki en güçlü seslerinden biri olan bilge Nisargadatta Maharaj, bu kavrama tamamen farklı bir yerden bakar, hakikatten;

"Hiçlik", korkulacak bir boşluk değil, aksine her şeyin kaynağı olan Mutlak Gerçeklik'tir (Parabrahman). Peki, nasıl olur da hiçlik, her şey olabilir?


Zihnin Sınırları ve Formların Dünyası

Maharaj'ın, zihnin doğasını anlamakla işe başlar. Zihnimiz yalnızca nesneleri, formları, nitelikleri ve zıtlıkları (iyi-kötü, var-yok) kavrayabilir. Zihin, tutunacak bir nesne arar. Formu ve niteliği olmayanı kavrayamadığında, onu tanımlayamaz ve ona "hiçlik" etiketini yapıştırır.

Maharaj bize şunu hatırlatır: Zihnin kavrayabildiği hiçbir şey nihai Gerçek değildir. Deneyimlediğimiz dünya, sürekli bir değişim halindedir. Düşüncelerimiz, duygularımız ve hatta bedenimiz geçicidir. Bizler bu geçici fenomenlerle özdeşleşerek acı çekeriz.

"Ben Varım" Hissi: Evrenin Kapısı

Tüm deneyimlerimizin temelinde basit ama derin bir his yatar: "Ben Varım" hissi. Bu, saf bilinçtir. Tüm evren bu bilincin içinde tezahür eder. Sez varsın ki, dünya da var.

Ancak burada kritik bir ayrım vardır: Bu "Ben Varım" hissi bile nihai değildir. O da zamanla sınırlıdır. Doğumla birlikte ortaya çıktı ve bedenin ölümüyle birlikte yok olacak. Bilinç, bedene bağımlıdır.

O halde soru şudur: Bu "Ben Varım" hissi ortaya çıkmadan önce siz neydiniz?


Gerçek Doğa: Mutlak "Hiç-bir-şey-lik"

"Hiçlik" olarak işaret edilen tam da burasıdır;

Bilinçten önceki hal. Sizin orijinal, zamansız doğanız.

Bu duruma "Hiçlik" denmesinin nedeni, onun "hiçbir şey" (no-thing) olmasıdır. O, algılanabilir bir nesne değildir. Şekli, rengi, sesi, başlangıcı veya sonu yoktur. Mekânın ve zamanın ötesindedir.

Bu, bir yokluk hali değil, nesnelliğin yokluğudur

Bunu bir metaforla düşünelim: Evren, üzerine resim yapılan devasa bir tuval gibidir. Resimdeki figürler (yaşamlarımız, dünyamız, deneyimlerimiz) sürekli değişir, gelir ve gider. Ancak tuvalin kendisi değişmez, etkilenmez ve saftır. Bizim temel yanılgımız, kendimizi tuvaldeki geçici bir görüntü sanmamızdır. Oysa biz, görüntünün üzerinde belirdiği o el değmemiş tuvaliz.

Hiçlikten Her Şeye

Gerçekte hiçbir şey olduğunuzu fark ettiğinizde, her şey olduğunuzu da anlarsınız. Sınırlı bir beden veya zihin olmadığınızı gördüğünüzde, tüm tezahürün kaynağı olan o sınırsız potansiyel olduğunuzu idrak edersiniz.

"Bilgelik, hiçbir şey olduğumu bilmektir. Sevgi, her şey olduğumu bilmektir. Ve bu ikisi arasında hayatım akar." - Nisargadatta Maharaj

Eve Dönüş Yolu

Peki bu gerçeği nasıl deneyimleyebiliriz? Hakikatin yolu entelektüel birikimden geçmez. Zihninizle "hiçliği" anlamaya çalışmak, suyu bir elekle tutmaya çalışmak gibidir.

Yol, dışarıya değil, içeriye doğrudur. Maharaj bize, olmadığımız her şeyi bir kenara bırakmamızı öğütler (Neti Neti - ne bu, ne şu). "Ben buyum" veya "Ben şuyum" dediğiniz tüm tanımlamalardan vazgeçin. Bedeni, düşünceleri, anıları bir kenara bırakın.

En sonunda, en temel inancınız olan "Ben Varım" hissine odaklanın. Onunla kalın, onun kaynağını araştırın. Bu hisse tutunmayı bile bıraktığınızda veya onun geçici doğasını tam olarak kavradığınızda, geriye kalan şey o tarif edilemez, zamansız "Hiçlik"tir.

O, yok oluş değil, mutlak mevcudiyettir. O senin gerçek evindir. Sen O'sun (Tat Tvam Asi).

Yorumlar

İlgili Diğer Yayınlar

Rafine Şekersiz Siyez Keki

Rafine şeker kullanmadan en eski un olan 10 bin yıllık unla, siyez unuyla kek yapalım mı? Rafine şeker yerine ne kullanmak lazım. Sunni tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlıyken geriye ne kalıyor?  Ya bal ve pekmez. Bal ısıyla temas edince toksik etki yaratıyor. Pekmezde zaten çok uzun süre kaynatılarak yapıldığı için bu etki maalesef mevcut. En iyisi soğuk sıkım pekmezler tüketmek. Aranırsa bulunuyor. Pekmezi de ısıya dayanıksız olması yüzünden kullanmıyorum pişirilecek tariflerde. Geriye şeker yerine kullanabileceğim çok fazla da seçenek kalmadı. Meyvenin kendi şekeri dışında.  Tatlandırıcı için olgun muz ve kuru dut kullandım. Hurma ya da kuru üzüm, gün kurusu kayısı da kullanılabilir. Fermente mutfağımda kullanılmayan malzemeler; Rafine tuz, Rafine şeker, Rafine endüstriyel un (organik ve tam buğday unu da olsa kullanmıyorum) Kabartma tozu, Şekerli vanilin, Kakao (yalnızca ham kakao kullanıyorum) Zeytin yağı, Hindistan cevizi yağı  ve tereyağ...

İç Toprak: Bağırsağın Ruhsal Haritası Yazı Dizisi – Bölüm 4

Floranın Uyanışı – Temizlik, Dönüşüm ve Bilinç. Farkındalık bir ışık gibidir; karanlıkta yıllardır saklananı, bir anda görünür kılar. Bu ışık parladığında aynı zamanda yıkım da başlar. Çünkü görülen şey yalnızca geçmiş değil; ondan kaçışın, bastırmanın ve taşımanın tüm ağırlığıdır. Bu his, zihinsel bir düşünce ya da bir fikir değildir; varlığın derinlerinde bir kırılma anıdır. Farkındalık kişinin aslında "ben" olmayanla özdeşleşmesinin farkındalığıdır. Ne olmadığını buldukça, aslında ne ya da kim olduğunu anlamasıdır. Farkındalık anı, bilinenin ötesidir, bilinmeyene kapı açılmıştır, zihin için rahatsız edici olabilir. Çünkü (zihin) kişi, taşıdığı şeyi bırakmak istemez, çünkü onunla yaşamayı  ve o olmayı öğrenmiştir. Farkındalık anı, zihinsel yapının ve eski kimliğin çözülme anıdır. Bazen bu bir iç titreme, bazen bir boşluğa düşme, bazen de sessizlikle gelen bir utanç duygusudur. Bu duyguların her biri, farkındalığın içeri sızarak kurumuş zemini çatlatmaya başladığını gösterir...

Evde Probiyotik Yoğurt Nasıl Yapılır

Evde yoğurt mayalama tariflerini her yerde bulmanız mümkün ama bu tarif probiyotik yoğurt tarifi. Yoğurt prebiyotik bir besindir. Biz mayalarken probiyotik ilave ederek yoğurdumuzu probiyotik yoğurt yapacağız. Tarife geçmeden önce kısaca söz etmek istediğim önemli bir konu var. Bazı facebook gruplarında, web sitelerinde, video sitelerinde nohut ile, kozalak ile, çiğ tanesi, ısırgan otu gibi pek çok şeyle nasıl yoğurt mayanlandığından ve bu yoğurtların "doğal yoğurt" olduğundan bahsedilmekte. Doğal yoğurt mayası dışında mayaladığınız hiçbir şey ile yoğurt elde edemezsiniz. Pıhtılaşmış, katılaşmış sütün bir formunu elde edersiniz, ama onun adı yoğurt olmaz.  Neden mi? , şöyle ki;