Ana içeriğe atla

Peynir Yapmak İçin Evde Sütün Pastörize Edilişi


Evde şirden mayalı peynir yapıp, hemen yiyebilmek için çiğ sütü pastörize etmemiz gerekiyor. Evde sütü pastörize edebilmenin bilinen iki yöntemi var. Birincisi sütü 73-75 dereceye getirip 15 sn bekleyip sütü hızla soğutup mayalama derecesine düşürmek. Bu yöntemi Evde şirden mayalı peynir yapılışı tarifimde ayrıntılarıyla paylaşmıştım, başlığa tıklayarak okunabilir.
Bu yazının konusu ikinci pastörize yöntemi.
Sütü 63-65 dereceye kadar ısıtıp bu ısıda yarım saat bekletmek ve ardından mayalama sıcaklığı olan 35- 37 dereceye sütün ısısını hızla düşürmek.
Önceleri yukarıda bahsettiğim ilk yöntemle sütü pastörize ediyordum. Aslında evde en yapılabilir yöntem de bu yöntem. Çünkü sütün ısısını 30 dk boyunca sabit olarak 63-65 derecede tutmak ocak üzerinde çok dikkat gerektiren ve zor bir işlem.
Geçtiğimiz günlerde edindiğim yavaş pişiren  (Multicooker),tencerenin ısı ve zaman ayarı sayesinde ben de 2. yöntemi rahatlıkla kullanma imkanı buldum. Diğer yönteme göre daha rahat gibi görünmekle birlikte biraz daha fazla zaman aldığını da söylemek isterim.
Peki neden ille ikinci yöntemle yani 63-65 derecede yarım saat sabit ısı ile pastörize etmeyi tercih ediyorum, onun izahını yapmak istiyorum.



Neden peyniri çiğ sütten mayalamıyorum?

Aslında peynir çiğ sütten yapıldığında pıhtılaşma miktarı pastörize süte oranla artar. Yani çiğ süt ile peynir yapmak hem çok daha kolay, hem de pıhtılaşma daha çok. Ama çiğ sütten yaptığınız peyniri haşlama peynir yapmayacaksanız, yani mozzerela, kaşar peyniri vs..bu  peyniri tuz ile salamura edip en az 3 ay salamurada bekletmeden tüketemezsiniz. Ancak salamurada bu süre bekleyen peynirde zararlı mikrop ve bakteri ve patojenler ölecektir. İşte bu yüzden peyniri hemen tüketmek için sütü pastörize etmemiz gerekiyor.


Hazır pastörize sütlerle peynir mayalayabilir miyiz? 

Hayır. Herhangi bir katkı maddesi ilave etmeksizin bu mümkün değil, çünkü hazır pastörize sütler daha yüksek ısıda pastörize edilip yağ miktarını ayarlamak için de homojenizasyon işlemine tabi tutulduğu için bu sütlerle peynir mayalanmıyor. Bu konudan emin olmak için 2 kez farklı markalarla deneme yaptım ve sonuç başarısız.
En iyi pıhtılaşma sağlanması ve pıhtı miktarının istenilen düzeyde olmasının çiğ sütten sonra ikinci yöntem de sütü 63-65 derecede yarım saat ısıtıp soğutarak yapılan pastörizayon şeklidir.


Evde süt nasıl pastörize edilir?

Bu yöntemi kendi yaptığım şekliyle anlatacağım. Kimseye yavaş pişiren tencere alın demiyorum. Yavaş pişiren tencereniz varsa tarifi aynen uygulayabilirsiniz. Böyle bir tencereniz yoksa ocağın altını mum gibi kısıp, elinizde dereceyle sürekli ölçüp ısıyı sabit tutmaya çalışabilirsiniz. Sanırım bu yolla da imkansız değildir ama biraz dikkat gerektiren bir işlem. Ben bu şekilde ocakta bu yöntemi hiç uygulamadığım için bu uygulama ile ilgili bir tecrübem yok baştan söyleyeyim. Ya da benim diğer pastörize etme işlemimi uygulayabilirsiniz. Sütü 73-75 derecede 15 saniye ısıtarak pastörize etmek ile ilgili tarifime Evde şirden mayalı peynir yapılışı başlığından ulaşabilirsiniz.

Öncelikle güvendiğiniz sütçünüzden aldığınız çiğ sütü yavaş pişiren tencereye koyup tencere ısısını 65 dereceye getiriyor, süreyi de 1 saate ayarlıyoruz. Koyduğunuz süt miktarına göre değişmekle birlikte süt yaklaşık 30 dakikada 63-64 dereceye çıkıyor ve kalan yarım saatte de aynı ısıda kalıyor. bu süreyi iyi ayarlamak için ben zaman zaman sütün ısısını kontrol edip, 60 dereceye hala gelmemişse tencerenin zaman ayarını tekrar ayarlıyorum. Siz de mutlaka derece ile ısıyı arada bir ölçüp, 60 dereceye ulaştıktan sonra 30 dk bu derecede kalmasını sağlayın.
Süre sonunda sütü yavaş tencerenin tenceresinden normal çelik tencereye alıp ağzını kapatıp soğuk su doldurup buz aküleri koyduğum lavaboda akan su eşliğinde hızlıca 37 dereceye soğutuyorum. Bu esnada tencerenin ağzı kapalı olacak. Arada bir derece ile ölçüm yapılarak ve sütün sıcaklığı mayalama ısısına inene dek soğutma işlemi sürdürülecek.


Mayalama ısısı olan 37 dereceye inen sütü alıp artık şirden maya ile mayalayıp peynir yapabiliriz.
Evde şirden mayalı peynir yapılışı tarifime tıklayarak peynirinizi yapabilirsiniz.
Afiyet olsun.

Online sipariş vermek için sitemizi ziyaret edebilirsiniz. 
https://www.fermentemutfagim.com/

Yorumlar

  1. Lütfennn cevap verinn:((

    Sütü 75 dereceye kadar ısıttım. Öylece bıraktım sonra dolaba kaldırdım. Kaymağını alıp tereyağı yapmak için. Tekrar ısıtıp peynir yapmak istiyorum. Ama tereddüt ettim. Olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gecikmiş de olsa yanıtlayalım. Bence (amatör görüşü) süt bu haliyle pastörize olmamış. Çünkü hızlı soğutma da önemli bir aşama ve o yapılmamış. Bu haliyle süt ve ondan alınan kaymak mikroplar acisindan güvenli degil. Yeniden ısıtılıp pastörize edilebilir belki ama ilk ısıtmada 75 derceden yavaş soğuduğu ve bu derecelerde uzun süre kaldığı için sütun içerisindeki proteinlerin yapısı bozulmustur ve peynir üretimi gerçekleşmez. En iyisi kaynatıp başka amaçlarla kullanmak.

      Sil
  2. Merhaba.. Sütü 75 dercede ısıtmak ve soğutmak (kaynamadığı için zararlı bakterileri öldürür mü) yani bu şekilde güvenilir bir şekilde hemen peyniri tüketebilir miyiz?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

İlgili Diğer Yayınlar

Rafine Şekersiz Siyez Keki

Rafine şeker kullanmadan en eski un olan 10 bin yıllık unla, siyez unuyla kek yapalım mı? Rafine şeker yerine ne kullanmak lazım. Sunni tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlıyken geriye ne kalıyor?  Ya bal ve pekmez. Bal ısıyla temas edince toksik etki yaratıyor. Pekmezde zaten çok uzun süre kaynatılarak yapıldığı için bu etki maalesef mevcut. En iyisi soğuk sıkım pekmezler tüketmek. Aranırsa bulunuyor. Pekmezi de ısıya dayanıksız olması yüzünden kullanmıyorum pişirilecek tariflerde. Geriye şeker yerine kullanabileceğim çok fazla da seçenek kalmadı. Meyvenin kendi şekeri dışında.  Tatlandırıcı için olgun muz ve kuru dut kullandım. Hurma ya da kuru üzüm, gün kurusu kayısı da kullanılabilir. Fermente mutfağımda kullanılmayan malzemeler; Rafine tuz, Rafine şeker, Rafine endüstriyel un (organik ve tam buğday unu da olsa kullanmıyorum) Kabartma tozu, Şekerli vanilin, Kakao (yalnızca ham kakao kullanıyorum) Zeytin yağı, Hindistan cevizi yağı  ve tereyağ...

İç Toprak: Bağırsağın Ruhsal Haritası Yazı Dizisi – Bölüm 4

Floranın Uyanışı – Temizlik, Dönüşüm ve Bilinç. Farkındalık bir ışık gibidir; karanlıkta yıllardır saklananı, bir anda görünür kılar. Bu ışık parladığında aynı zamanda yıkım da başlar. Çünkü görülen şey yalnızca geçmiş değil; ondan kaçışın, bastırmanın ve taşımanın tüm ağırlığıdır. Bu his, zihinsel bir düşünce ya da bir fikir değildir; varlığın derinlerinde bir kırılma anıdır. Farkındalık kişinin aslında "ben" olmayanla özdeşleşmesinin farkındalığıdır. Ne olmadığını buldukça, aslında ne ya da kim olduğunu anlamasıdır. Farkındalık anı, bilinenin ötesidir, bilinmeyene kapı açılmıştır, zihin için rahatsız edici olabilir. Çünkü (zihin) kişi, taşıdığı şeyi bırakmak istemez, çünkü onunla yaşamayı  ve o olmayı öğrenmiştir. Farkındalık anı, zihinsel yapının ve eski kimliğin çözülme anıdır. Bazen bu bir iç titreme, bazen bir boşluğa düşme, bazen de sessizlikle gelen bir utanç duygusudur. Bu duyguların her biri, farkındalığın içeri sızarak kurumuş zemini çatlatmaya başladığını gösterir...

İç Toprak: Bağırsağın Ruhsal Haritası Yazı Dizisi – Bölüm 3

  Bastırılmış Duyguların Beden Yükü Beden her şeyi sindirmez. Her söz, her bakış, her yaşantı... Hepsi içimizden geçer. Bu geçiş esnasında direnç göstermek, zihnin tutunması ve biriktirme arzusudur. Zihin kendisini bu şekilde var eder.  Bu biriken yük, en çok bağırsakta taşınır. Çünkü bağırsak yalnızca yediklerimizi değil; hissettiklerimizi de sindirmeye çalışan bir organdır. Bastırılan her duygu, dışa vurulmamış her öfke, yutulmuş her kelime bağırsakta kayıtlıdır. Bu kayıtlar gramofon gibi tekrar, tekrar ve tekrar bir ömür boyu çalar durur. Kimi zaman kabızlık olur bu yük; kimi zaman şişkinlik, kimi zaman içsel huzursuzluk., panik atak, depresyon, ani dizginlenemeden çıkan dürtüsel bir taşma...Esas mesele bedensel gibi görünse de, çok derindedir. Hâlâ sindirilememiş, bırakılmayı, fark edilmeyi bekleyen duygular. Zehir, her zaman zahirden alınmaz. Batında bulunan, çok eski bir duygunun çözülememiş hâli, bir travmanın kalıntısı, kendine duyulan öfkenin donmuş bir parçası zehir ...