Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Varlığın Derinliklerine Bir Yolculuk

  İçimizdeki Polis ve Özgürlüğün Aynası Hepimizin içinde tanıdık bir ses vardır; sürekli tetikte olan, yargılayan, denetleyen ve neyin "doğru" neyin "yanlış" olduğuna karar veren bir otorite. Bu sese genellikle içsel eleştirmen , vicdan ya da daha sert bir ifadeyle, içimizdeki "polis" deriz. Hayatımızı bu polisin gölgesinde yaşarız; onun onayını arar, kınamasından korkarız. Peki ya bu polis, gerçek bir otorite değil de, kimliğimizi gasp etmiş bir sahtekârsa? Bu yazı, sahte merkezin ötesindeki gerçek doğamızı keşfetmeye davet eder. Bu yolculuk, zihinsel bir egzersiz değil, varoluşun temel yapısını anlamaktır. Mutlak Zemin: Gerçek Tanık-Bilinç Her deneyimin, her düşüncenin, duygunun ve algının- üzerinde gerçekleştiği, bir "zemin" vardır. Bu zemin, gerçek Tanık-Bilinç'tir. O, her şeyin içinde olup bittiği saf, yargısız, kişisel olmayan Farkındalık alanıdır. O, bir "kişi" değildir. Bunu genellikle bir aynaya benzetebiliriz. Ayna, önünde...
En son yayınlar

Mutlak Varlık

  Hiçliğin Kalbindeki Mutlak Doluluk Hiçlik , bu kelimeyi duyduğunuzda zihninizde ne canlanıyor? Çoğumuz için bu kelime korkutucu bir boşluğu, karanlık bir yok oluşu veya anlamın tamamen yitirildiği bir durumu çağrıştırır. Hayatımızı "bir şeyler" inşa ederek, "biri" olmaya çalışarak geçiririz. Bu yüzden hiçlik, varoluşsal çabalarımızın antitezi gibi görünür. Advaita Vedanta öğretisinin 20. yüzyıldaki en güçlü seslerinden biri olan bilge Nisargadatta Maharaj , bu kavrama tamamen farklı bir yerden bakar, hakikatten; "Hiçlik", korkulacak bir boşluk değil, aksine her şeyin kaynağı olan Mutlak Gerçeklik'tir ( Parabrahman ). Peki, nasıl olur da hiçlik, her şey olabilir? Zihnin Sınırları ve Formların Dünyası Maharaj'ın, zihnin doğasını anlamakla işe başlar. Zihnimiz yalnızca nesneleri, formları, nitelikleri ve zıtlıkları (iyi-kötü, var-yok) kavrayabilir. Zihin, tutunacak bir nesne arar. Formu ve niteliği olmayanı kavrayamadığında, onu tanımlayamaz ve ona...

Sağlığın Kodu

  Bedenin Unuttuğu Bilgeliği Hatırlamak Sağlık bizim doğal halimizdir . Canlılık, denge ve esenlik, elde etmemiz gereken hedefler değil, zaten doğuştan gelen mirasımızdır . Bu mirası, bize ait olmayan inançları ve korkuları kendi gerçeğimiz sanarak unuttuk . Oysa bu doğal hali korumanın bilgeliği, bu topraklarda Hıfzıssıhha adıyla binlerce yıldır fısıldanır: Yalnızca bedeni değil, ruhu ve zihni de gözeterek Sağlığı Koruma Sanatı . Bu bilgelik, dışarıdan öğrenilecek bir ders değil, içeriden hatırlanacak bir hakikattir . Bu hakikat, Hipokrat ’ın " Besinler ilacınız olsun " deyişinde, Galen ’in yaşam tarzını altı temel ilkeye ayırmasında, İbn-i Sina’nın mizaçlara göre sağlığı koruma öğretisinde ve Doğu’nun bilge hekimlerinin yaşam enerjisi (Qi, Prana) akışını dengeleme sanatında hep aynı şekilde yankılanır . Üstatların da ruhunu şâd ederek söyleyebiliriz ki, hepsi de aynı şeyi işaret etmiştir: Hastalık bir sebep değil, bir sonuçtur . O, ruhun ve zihnin dünyayı ve kendini algıl...