Ana içeriğe atla

Yazmayı özledim, öyle içimden geldiğince belki saçma sapan ama içten ve kalpten yazmayı. Kaç kişi kaldı ki okuyan şunun şurasında demeden yazmayı. 

Durup düşünmeden, akışla geleni dışarıya bırakırcasına klavyeden akıtmayı. 

Dönüp kontrol etmeden, cümleleri düzeltmeden, düzene sokmadan, geldiği şekliyle bırakmayı. 

Bu kelime nereye gidiyor, hangi cümleyle buluşup hangi paragrafta son buluyor, anlamı ne olacak demeden kelimeleri ard arda dizmeyi. 

Başka yazıları okumadan, araştırma yapmadan, hiçbir fikrim olmadan gelişine yazmayı. 

Yayınlar mıyım diye düşünmeden kendime yazmayı özledim yine. 

Anlatacak çok şeyim olup da anlatacak hiçbirşeyim kalmadığı yerden yazarak susmayı, susarken yazmayı özledim. 

Yaşanmışlığı değil, yaşanacakları değil, yaşarken yazmayı özledim. 

Düşünerek değil, duygularla da değil hissederken yazmayı. 

Belki bir metin değil şiir olmalıydı  ama kategorize etmeden yazmayı özledim.

Kavramlarda boğulmadan, kelimelerde dağılmadan, bir çırpıda çıkanları yan yana dizmeyi özledim. Özlemenin üzerinde durmadan, içinden geçmeden, özlemle anmadan yazmayı istedim.

Ferda...

Yorumlar

İlgili Diğer Yayınlar

Rafine Şekersiz Siyez Keki

Rafine şeker kullanmadan en eski un olan 10 bin yıllık unla, siyez unuyla kek yapalım mı? Rafine şeker yerine ne kullanmak lazım. Sunni tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlıyken geriye ne kalıyor?  Ya bal ve pekmez. Bal ısıyla temas edince toksik etki yaratıyor. Pekmezde zaten çok uzun süre kaynatılarak yapıldığı için bu etki maalesef mevcut. En iyisi soğuk sıkım pekmezler tüketmek. Aranırsa bulunuyor. Pekmezi de ısıya dayanıksız olması yüzünden kullanmıyorum pişirilecek tariflerde. Geriye şeker yerine kullanabileceğim çok fazla da seçenek kalmadı. Meyvenin kendi şekeri dışında.  Tatlandırıcı için olgun muz ve kuru dut kullandım. Hurma ya da kuru üzüm, gün kurusu kayısı da kullanılabilir. Fermente mutfağımda kullanılmayan malzemeler; Rafine tuz, Rafine şeker, Rafine endüstriyel un (organik ve tam buğday unu da olsa kullanmıyorum) Kabartma tozu, Şekerli vanilin, Kakao (yalnızca ham kakao kullanıyorum) Zeytin yağı, Hindistan cevizi yağı  ve tereyağ...

Varlığın Derinliklerine Bir Yolculuk

  İçimizdeki Polis ve Özgürlüğün Aynası Hepimizin içinde tanıdık bir ses vardır; sürekli tetikte olan, yargılayan, denetleyen ve neyin "doğru" neyin "yanlış" olduğuna karar veren bir otorite. Bu sese genellikle içsel eleştirmen , vicdan ya da daha sert bir ifadeyle, içimizdeki "polis" deriz. Hayatımızı bu polisin gölgesinde yaşarız; onun onayını arar, kınamasından korkarız. Peki ya bu polis, gerçek bir otorite değil de, kimliğimizi gasp etmiş bir sahtekârsa? Bu yazı, sahte merkezin ötesindeki gerçek doğamızı keşfetmeye davet eder. Bu yolculuk, zihinsel bir egzersiz değil, varoluşun temel yapısını anlamaktır. Mutlak Zemin: Gerçek Tanık-Bilinç Her deneyimin, her düşüncenin, duygunun ve algının- üzerinde gerçekleştiği, bir "zemin" vardır. Bu zemin, gerçek Tanık-Bilinç'tir. O, her şeyin içinde olup bittiği saf, yargısız, kişisel olmayan Farkındalık alanıdır. O, bir "kişi" değildir. Bunu genellikle bir aynaya benzetebiliriz. Ayna, önünde...

Anadolu Arslanı-Kadim Bir Yoldaş

Anadolu'nun Canlı Mirası Sivas Kangalı'nın Derinlikleri Bu kadim bilgeler yedi yıldır hayatımın tam merkezindeler. Biri altı yaşında, diğeri ise onun ilk göz ağrısı olan beş yaşındaki oğlu, bir diğeri de babaları ve ilk o geldi  Sivas -  Kangal 'dan. Birlikte yaşanan bu yedi yıldan öğrendiklerim, hissettiklerim ve bu muhteşem hayvan hakkında bu yazı. En önemlisi ve ilkiyle başlayalım; Kangal'a hükmedemezsiniz, onun 'sahibi' olamazsınız. Ona ancak yoldaş olabilirsiniz. Bunu neden mi söylüyorum? Çünkü onların özgür ruhu, dört duvarla veya bir bahçeyle sınırlanamaz. Genetik kodlarında kilometrelerce genişlikteki bir alanı tarama ve koruma yeteneği var. Koca bir köyü, özellikle de en savunmasız saatler olan şafak sökerken ve gecenin derinliklerinde, kendi inisiyatifleriyle devriye gezip koruyabildiklerini gördüğünüzde, 'sahiplik' kelimesinin ne kadar anlamsız kaldığını anlıyorsunuz. Yaklaşık olarak 30-40 kilometreyi bulabilen bu devasa hakimiyet alanı, onlar...