Ana içeriğe atla

Unsuz Terbiyeli İşkembe Çorbası Tarifi


İşkembe çorbasının faydaları saymakla bitmez. Unsuz yapmamın sebebi, çorbanın  glisemik indeksini arttırmamak için. Başlarda İşkembe ve mercimek gibi un ile terbiye ederek pişirmeye alışkın olduğumuz çorbaları yaparken zorlanmıştım. Şimdi ise un eklemek aklıma bile gelmiyor. Bu tarifi deneyin, çok seveceksiniz.

Terbiyeli işkembe çorbası için malzemeler

Terbiyesi için

İşkembe çorbası yapılışı

Dana işkembeleri bir gece önceden bolca kaya tuzu erittiğimiz suya bırakıp 1 gece bu suda bekletiyoruz. Tuzu 1 litre su için 1 yemek kaşığı olarak ilave edebilirsiniz. Bu aşamada üzerini steç filmle kapatıp buz dolabında beklettim. 

Ertesi gün işkembeyi tuzlu sudan çıkartıp, sudan geçirip düdüklü tencereye alıyoruz. Tencerenin içine sevdiğiniz otlardan ilave edebilirsiniz. Ben dağ kekiği, dağ ada çayı, taze biberiye, defne yaprağı ve daha önce dondurduğum kereviz sapı ilave ettim. 

Düdüklüde 2 saat pişirdim. Pişince işkembeleri kesme tahtasına alıp, suyu süzgeçle süzüp aromatik otlardan ayırdım.

İşkembeleri küp küp doğradım. suyu ve işkembeleri tekrar tencereye aldım. Tuzda beklettiğimiz için tekrar tuz ilavesine gerek yok, buna dikkat edin. Benim buzluğumda önceden 48 saat fermente edilmiş ve haşlanmış nohut her zaman bulunur, bittikçe yenisi yapılır konulur. Fermente baklagiller ve tahıllar başlığına tıklayın. Tencereye haşlanmış nohutu da ilave edip tekrar kaynattım.
Bir kasede terbiyesini hazırladım. Yumurta sarısı ve yoğurdu çırptım. 

Kaynamakta olan çorbanın suyundan azar azar terbiyeye ekleyerek terbiyeyi ısıttım. Kaynayan çorbaya ısınan terbiyeyi boşaltıp karıştırdım. Bir taşım daha kaynayınca ocağın altını kapattım.

Bir tavada erittiğim tereyağının üzerine kırmızı biber ekledim ve altını kapattım. Ayrı bir kasede ezilmiş sarımsak ve ev yapımı elma sirkesini karıştırdım. Çorbayı kaseye alıp, üzerine biberli yağ gezdirerek, sirkeli sarımsaklı sos ile servis ettim.
Afiyet olsun.


Online sipariş vermek için sitemizi ziyaret edebilirsiniz. 
https://www.fermentemutfagim.com/

Yorumlar

Yorum Gönder

İlgili Diğer Yayınlar

Rafine Şekersiz Siyez Keki

Rafine şeker kullanmadan en eski un olan 10 bin yıllık unla, siyez unuyla kek yapalım mı? Rafine şeker yerine ne kullanmak lazım. Sunni tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlıyken geriye ne kalıyor?  Ya bal ve pekmez. Bal ısıyla temas edince toksik etki yaratıyor. Pekmezde zaten çok uzun süre kaynatılarak yapıldığı için bu etki maalesef mevcut. En iyisi soğuk sıkım pekmezler tüketmek. Aranırsa bulunuyor. Pekmezi de ısıya dayanıksız olması yüzünden kullanmıyorum pişirilecek tariflerde. Geriye şeker yerine kullanabileceğim çok fazla da seçenek kalmadı. Meyvenin kendi şekeri dışında.  Tatlandırıcı için olgun muz ve kuru dut kullandım. Hurma ya da kuru üzüm, gün kurusu kayısı da kullanılabilir. Fermente mutfağımda kullanılmayan malzemeler; Rafine tuz, Rafine şeker, Rafine endüstriyel un (organik ve tam buğday unu da olsa kullanmıyorum) Kabartma tozu, Şekerli vanilin, Kakao (yalnızca ham kakao kullanıyorum) Zeytin yağı, Hindistan cevizi yağı  ve tereyağ...

Varlığın Derinliklerine Bir Yolculuk

  İçimizdeki Polis ve Özgürlüğün Aynası Hepimizin içinde tanıdık bir ses vardır; sürekli tetikte olan, yargılayan, denetleyen ve neyin "doğru" neyin "yanlış" olduğuna karar veren bir otorite. Bu sese genellikle içsel eleştirmen , vicdan ya da daha sert bir ifadeyle, içimizdeki "polis" deriz. Hayatımızı bu polisin gölgesinde yaşarız; onun onayını arar, kınamasından korkarız. Peki ya bu polis, gerçek bir otorite değil de, kimliğimizi gasp etmiş bir sahtekârsa? Bu yazı, sahte merkezin ötesindeki gerçek doğamızı keşfetmeye davet eder. Bu yolculuk, zihinsel bir egzersiz değil, varoluşun temel yapısını anlamaktır. Mutlak Zemin: Gerçek Tanık-Bilinç Her deneyimin, her düşüncenin, duygunun ve algının- üzerinde gerçekleştiği, bir "zemin" vardır. Bu zemin, gerçek Tanık-Bilinç'tir. O, her şeyin içinde olup bittiği saf, yargısız, kişisel olmayan Farkındalık alanıdır. O, bir "kişi" değildir. Bunu genellikle bir aynaya benzetebiliriz. Ayna, önünde...

Anadolu Arslanı-Kadim Bir Yoldaş

Anadolu'nun Canlı Mirası Sivas Kangalı'nın Derinlikleri Bu kadim bilgeler yedi yıldır hayatımın tam merkezindeler. Biri altı yaşında, diğeri ise onun ilk göz ağrısı olan beş yaşındaki oğlu, bir diğeri de babaları ve ilk o geldi  Sivas -  Kangal 'dan. Birlikte yaşanan bu yedi yıldan öğrendiklerim, hissettiklerim ve bu muhteşem hayvan hakkında bu yazı. En önemlisi ve ilkiyle başlayalım; Kangal'a hükmedemezsiniz, onun 'sahibi' olamazsınız. Ona ancak yoldaş olabilirsiniz. Bunu neden mi söylüyorum? Çünkü onların özgür ruhu, dört duvarla veya bir bahçeyle sınırlanamaz. Genetik kodlarında kilometrelerce genişlikteki bir alanı tarama ve koruma yeteneği var. Koca bir köyü, özellikle de en savunmasız saatler olan şafak sökerken ve gecenin derinliklerinde, kendi inisiyatifleriyle devriye gezip koruyabildiklerini gördüğünüzde, 'sahiplik' kelimesinin ne kadar anlamsız kaldığını anlıyorsunuz. Yaklaşık olarak 30-40 kilometreyi bulabilen bu devasa hakimiyet alanı, onlar...