Ana içeriğe atla

Taş Değirmen, Tam Tahıl Ekşi Mayalı %100 Çavdar ekmeği


Neden çavdar ekmeği?
Son zamanlarda adını sıkça duyduğum çavdarı bir de ben araştırdım ve bunları buldum;

Çavdarın Faydaları;

Bol lifli olduğu için kilo kontrolünde çok faydalıdır.
Yediklerimizin bağırsaklardan geçiş zamanını hızlandırır.
Safra kesesi taşlarının meydan gelmesine mani olur.
Yapılan araştırmalar, çavdarın şeker hastaları için en zararsız tahıl olduğunu bulmuştur.
Bağırsak kanseri ve kan dolaşım sistemi hastalıklarının meydana gelmesini azaltır.
Menopoz ve menopoz sonrası devrelerde kolesterol kontrolü için çok faydalıdır.
Göğüs kanseri hastalarına tavsiye edilir.
Çavdarda, çok faydalı olan selenium, magnezyum, mangenez, fosfor mineralleri bulunmaktadır. 

1 bardak (169 gr.) çavdarda; 

Protein - 24.9 gr.

Vitaminler



A vitamini - 18.6 IU
E vitamini -  2.2 mg.
K vitamini - 10.0 mcg
Thiamin - 0.5 mg
Riboflavin - 0.4 mg
Niacin 7.2 mg
B6 vitamini - 0.5 mg
Folat 101 mcg
Pantothenic acid 2.5 mg
Chloine 51.4 mg

Mineraller 

Kalsiyum - 55.8 mg
Demir - 4.5 mg
Magnezyum - 204 mg
Fosfor - 632 mg
Potasyum - 446 mg
Sodyum - 10.1 mg
Çinko - 6.3 mg
Bakır - 0.8 mg
Manganez - 4.5 mg
Selenyum - 59.7 mcg 



Kan şekerini yükseltmemesi, bol lifli olduğu için bağırsakları çalıştırması, rüşeym ve kepek ayrılmadığından besleyici olması çavdar ekmeğinin tercih edilme sebeplerinden. Ayrıca tanenin kepek kısmı ayrılmadığından B vitaminleri ve madenler yönünden zengindir. B2, B6, B12 ve C vitaminleri ile demirkalsiyum, niasin, folik asit ve çinko içerir.








Piyasada çavdar ekmekleri 3/1 oranında buğday unu içerir. Bunun sebebi çavdarın sadece ekşi maya ile işlenip kabarabilmesidir. Fırıncı mayası ile çavdar ekmeği pişirmek için mutlaka buğday unu kullanmak gerekir, yoksa tahta gibi bir ekmek meydana gelir.
Benim çavdar unum yine tam tahıl ve taş değirmen çavdar unu ve buğday unum gibi o da Balıkesir'den geldi. 

Cevizli çavdar ekmeğini hazırlarken her zamanki gibi ekşi maya ile yoğurup, soğuk fermantasyon tekniği kullandım. Ekşi mayalı ekmek teknikleri için buraya tıklayınız. Diğer ekmeklerden farklı olarak yaptığım tek şey tepsi mayası için son şeklini vermeden önce hamura ceviz eklemek oldu. Hamura eklediğim cevizler kabuklu yerli cevizi kırarak çıkarttığım ceviz içleri. İç ceviz kullanmıyorum çünkü iç cevizlerin kurtlanmaması için ilaçlandığını biliyorum. Ayrıca ithal ceviz de kullanmıyorum, alırken mutlaka yerli mi diye sorup alıyorum. Zaten artık yerli cevizi de kolayca ayırt edebiliyorum.
Cevizli Çavdar ekmeğini ekmek taşının üzerinde pişirdim. 


Online sipariş vermek için sitemizi ziyaret edebilirsiniz. https://www.fermentemutfagim.com/

Yorumlar

  1. Merhaba. Buğday unuyla yapılmış maya ile çavdar ekmeği veya arpa ekmeği yapabilir miyim, yoksa onlar için de ayrıca çavdar ve arpa mayaları mı yapmam lazım?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

İlgili Diğer Yayınlar

Rafine Şekersiz Siyez Keki

Rafine şeker kullanmadan en eski un olan 10 bin yıllık unla, siyez unuyla kek yapalım mı? Rafine şeker yerine ne kullanmak lazım. Sunni tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlıyken geriye ne kalıyor?  Ya bal ve pekmez. Bal ısıyla temas edince toksik etki yaratıyor. Pekmezde zaten çok uzun süre kaynatılarak yapıldığı için bu etki maalesef mevcut. En iyisi soğuk sıkım pekmezler tüketmek. Aranırsa bulunuyor. Pekmezi de ısıya dayanıksız olması yüzünden kullanmıyorum pişirilecek tariflerde. Geriye şeker yerine kullanabileceğim çok fazla da seçenek kalmadı. Meyvenin kendi şekeri dışında.  Tatlandırıcı için olgun muz ve kuru dut kullandım. Hurma ya da kuru üzüm, gün kurusu kayısı da kullanılabilir. Fermente mutfağımda kullanılmayan malzemeler; Rafine tuz, Rafine şeker, Rafine endüstriyel un (organik ve tam buğday unu da olsa kullanmıyorum) Kabartma tozu, Şekerli vanilin, Kakao (yalnızca ham kakao kullanıyorum) Zeytin yağı, Hindistan cevizi yağı  ve tereyağ...

Huzurlu Ayaklar Simyası

Huzurlu Ayaklar Simyası   İlk yazımızda ayaklarımızın unuttuğumuz dilini hatırladık. İkinci yazıda, bu dilin ardındaki ruhsal mesajları ve taşıdıkları derin hafızayı çözdük. Artık biliyoruz ki ayaklarımızdaki her sızı, her gerginlik, yönsüz kalmış bir niyetin veya taşımaktan yorulduğumuz bir geçmişin fısıltısıdır. Peki, bu fısıltıyı duyduktan sonra ne yapacağız? O ağır yükleri nasıl bırakacağız? Farkındalık, şifanın ilk adımıdır; eylem ise onun tamamlanmasıdır. Şimdi, bu içsel bilgeliği, doğanın saf gücüyle birleştiren bir ritüele, bir eyleme geçme zamanı. Bu yolculuk için kadim bitkilerin ruhunu taşıyan bir anahtar var elimizde ve ismi de;  Huzurlu Ayaklar  İçin; Lanolinli Ayak Bakım kremi Bu, yalnızca bir bakım kremi değil; niyetle formüle edilmiş, her bir damlası toprağın bilgeliğini taşıyan enerjetik bir karışım. Şimdi, bu iksirin içindeki simyayı ve onunla yapacağımız o dönüştürücü ritüeli birlikte keşfedelim. İçindeki Simya Bu kremi, bedenimiz ve ruhumuz arasındaki ...

Derin Akış- Bedenin Titreşimi

  BÖLÜM 1: Ego'nun Gürültüsü ve Varoluşun Sessiz Dansı Hareketi zihinsel bir telaş, durmayı ise bir yok oluş sanmak... Bu, sadece modern çağın değil, asıl olarak Egonun en büyük yanılgısıdır. Ego, varlığını sürdürebilmek için sürekli bir "oluş" haline, bir hikâyeye, geçmişten geleceğe uzanan bir zaman çizgisine ihtiyaç duyar. “Şimdi ve burada”ki o zamansız noktada var olamaz. O yüzden durmaktan korkar. Zihin durursa, hikâye biterse, kendisinin de yok olacağını bilir. Bu yüzden bizi sürekli bir yerlere yetişmeye, bir şeyleri oldurmaya, nefes nefese bir koşturmacaya sürükler. Oysa biz Egonun yarattığı bu hayali fırtınanın içinde savrulurken, hakikat tam olarak “şimdi ve burada”, sessiz ve muazzam bir ihtişamla akmaya devam eder. Yaşamın o en saf, en el değmemiş akışı, "Bilincin Dansı", Egonun dramalarından bağımsızdır. Kalp, egodan emir almadan atar; Amir memurdan emir alır mı? Hücreleriniz o büyük zekayla bölünür, yaralarınız siz planlamadan iyileşir. Bu, "...