Ana içeriğe atla

Anadolu Arslanı-Kadim Bir Yoldaş


Anadolu'nun Canlı Mirası Sivas Kangalı'nın Derinlikleri

Bu kadim bilgeler yedi yıldır hayatımın tam merkezindeler. Biri altı yaşında, diğeri ise onun ilk göz ağrısı olan beş yaşındaki oğlu, bir diğeri de babaları ve ilk o geldi SivasKangal'dan. Birlikte yaşanan bu yedi yıldan öğrendiklerim, hissettiklerim ve bu muhteşem hayvan hakkında bu yazı. En önemlisi ve ilkiyle başlayalım;

Kangal'a hükmedemezsiniz, onun 'sahibi' olamazsınız. Ona ancak yoldaş olabilirsiniz.

Bunu neden mi söylüyorum? Çünkü onların özgür ruhu, dört duvarla veya bir bahçeyle sınırlanamaz. Genetik kodlarında kilometrelerce genişlikteki bir alanı tarama ve koruma yeteneği var. Koca bir köyü, özellikle de en savunmasız saatler olan şafak sökerken ve gecenin derinliklerinde, kendi inisiyatifleriyle devriye gezip koruyabildiklerini gördüğünüzde, 'sahiplik' kelimesinin ne kadar anlamsız kaldığını anlıyorsunuz. Yaklaşık olarak 30-40 kilometreyi bulabilen bu devasa hakimiyet alanı, onların zihnindeki haritadır.

Onlar ne emir alır, ne de eğitim. Böylesine kadim bir zekaya, içgüdüsel bir sorumluluk bilincine ve özgür bir karaktere sahip bir varlığa ne yapacağını söylemek, zaten saygısızlık olurdu. Onlarla aramızdaki bağ, aile fertlerimle olandan farksız. Kangala asla tipik bir 'köpek' gibi davranamazsınız, çünkü onların öyle bir halleri, öyle bir beklentileri yoktur. Onlar, cesaretleriyle, asil duruşlarıyla ve sarsılmaz güvenleriyle hayatınıza katılan bilge yoldaşlardır. 

Şimdi gelin, bu canlı efsanenin dünyasına daha derin bir dalış yapalım ve bu muhteşem hayvanları bu kadar özel kılan sırları, bir yoldaşın gözünden birlikte keşfedelim.

 

Bir Sanat Eseri Gibi, Bir Görev Tanımı: Mükemmel Anatomi

Bir Sivas Kangal'ın fiziğindeki her bir detay, estetik kaygılardan değil, hayatta kalma ve koruma prensiplerinden doğmuştur. Vücudu, doğanın en çetin koşullarına karşı tasarlanmış mükemmel bir zırh ve silahtır.

  • Aslan Yürüyüşü ve Atletik Yapı: Onu uzaktan gördüğünüzde hantal bir dev sanabilirsiniz, ama bu büyük bir yanılgıdır. Kangal, şaşırtıcı bir çevikliğe sahip, uzun mesafeleri yorulmadan kat edebilen bir dayanıklılık atletidir. Yürüyüşleri bir arslan edasındadır. Özellikle yavaş yavaş yürüdüğünde her bir patisinin üzerine dağıttığı gücü görebilirsiniz.
  • Doğanın Termal Giysisi: Kürk Yapısı: Çift katmanlı kürkü, onu Sivas'ın -30 derecelik ayazından da, 40 derecelik yaz sıcağından da koruyan bir teknolojidir. Kışlık ve yazlık.
  • Sayılarla Kanıtlanmış Güç: O Efsanevi Çene: Peki, Kangal’ın çenesinin ardındaki sır nedir? Bu gücü ölçen bilimsel birim PSI (Pound per Square Inch)'dır ve en basit anlatımıyla bir gücün iğne ucu gibi ne kadar küçük bir alana yoğunlaştığını gösteren bir basınç ölçüsüdür. Kangal için bu rakam akıllara durgunluk veren bir seviyededir: tam 743 PSI. Bu rakamı anlamlandırmak için düşünün: Bir insanın ortalama çene gücü yaklaşık 162 PSI, çok güçlü kabul edilen bir Rottweiler'ınki ise yaklaşık 328 PSI'dır. Yani bir Kangal, sadece güçlü bir köpeğin iki katından daha fazla değil, aynı zamanda en büyük rakibi olan kurdun (yaklaşık 400 PSI) ve hatta bir aslanın (yaklaşık 650 PSI) çene basıncını bile geride bırakan, doğanın en mükemmel kilitleme mekanizmalarından birine sahiptir.
  • Anlam Yüklü Sinyaller: Kuyruk ve Kulaklar: Sırtının üzerine doğru kıvrılan o meşhur "simit kuyruk", bir Kangal'ın ruh halini, neşesini ve dikkatini anlatan bir bayrak gibidir. Benzer şekilde, düşük ve hassas kulakları da en ufak bir tıkırtıyı bile algılayan birer radardır. Ancak bu hassas kulaklarla ilgili, Anadolu'da süregelen ve ırkın doğası üzerine düşündüren bir gelenek vardır: kulakların kesilmesi. Geleneksel olarak çobanlar, bir kurtla boğuşma anında köpeğin en zayıf noktasının kulakları olduğunu bilirler. Kulağından ciddi bir yara alan veya bir parçasını kaybeden köpeğin dövüşme azminin ve mukavemetinin azalacağına inanıldığı için bu uygulama, onu korumaya yönelik bir önlem olarak görülür. Diğer yanda ise, bu müdahalenin köpeğin doğal yapısına aykırı olduğu gerçeği durmaktadır. Bu durum, insan elinin koruma içgüdüsüyle doğanın binlerce yıllık tasarımını ne ölçüde değiştirmesi gerektiği sorusunu akıllara getirir.

Kökeni ve Kadim Görevi: Bozkırın Dingin Savaşçısı

Kangal'ın bugünkü karakterini anlamak için binlerce yıl geriye, anavatanı olan Sivas'ın sert coğrafyasına bakmak gerekir. Bu ırk, bir saray köpeği veya bir avcı yardımcısı olarak değil, tek bir kutsal görev için evrimleşmiştir: Koyun ve keçi sürülerini, bozkırın en acımasız yırtıcıları olan kurt, ayı ve çakallara karşı korumak. Bu görev, ona sadece fiziksel güç değil, aynı zamanda bağımsız karar verebilen sezgisel çalışan bir zeka, inanılmaz bir sabır, sarsılmaz bir koruma içgüdüsü ve stratejik olarak hareket kabiliyeti kazandırmıştır. Türkiye'nin ulusal bir hazinesi olarak kabul edilen Kangal, bu safkan özelliklerini korumak amacıyla yurt dışına çıkarılması sıkı kurallara bağlı olan özel bir ırktır.

Zeka ve Karakter: Komuta Gerek Duymayan Akıl

Kangal'ın zekası, "eğit-itaat et" modeline sığdırılamayacak kadar karmaşık bir zekadır.

  • Bağımsız Karar Alma Yeteneği: Bir Kangal'a sürekli ne yapacağını söylemeniz gerekmez. O, bir ortak akıl gibi çalışır; "ne yapmamı istersin?" diye sormaz; "yapılması gereken bu, ben hallediyorum" der ve onu yapar.
  • Orantılı Güç ve Caydırma Sanatı: Gerçek bir Kangal, asla gereksiz agresyon göstermez. Koruma stratejisi, gözlemden fiziksel müdahaleye kadar kademelidir ve son çareye kadar gücünü kullanmaz.
  • Dev Bedenin İçindeki Hassas Kalp: Bu kadar güçlü ve bağımsız bir karakterin arkasında, ailesinin ruh halini hisseden inanılmaz hassas bir kalp yatar. Onu motive eden şey, lider olarak gördüğü sahibinin takdiri ve aralarındaki sevgiye, aşka dayanın derin saygı bağıdır.
  • Sabırlı Bir Dev: Köpeğin sabırlısı da oluyormuş. Bu muhteşem hayvanlardaki sabır, sanırım mukavemet yeteneğiyle birleşiyor. Adeta bir derviş gibi bekleyebilir. Gerektiğinde günlerce tuvaletini bile tutabilen, açlık, soğuk, sıcak gibi tüm koşullara karşı vakurca bekleyen bu hayvan, her türlü ortam ve şarta, inanılmaz bir uyumlu hareket eder. 
  • Sürünün Çocukları: Nazik Bir Koruyucu: Kangal'ın karakterinin en hayranlık uyandıran yönlerinden biri, çocuklara karşı olan tavrıdır. Sürüdeki en savunmasız üyeleri korumaya programlanmış içgüdüsü, modern aile yapısında çocuklara yönelir. Ailenin çocuklarına karşı inanılmaz derecede sabırlı, nazik ve toleranslıdır. Onların oyunlarını, acemice sevmelerini büyük bir olgunlukla yanıtlar. Bu nedenle, özellikle küçük çocuklarla olan etkileşimleri her zaman bir yetişkin gözetiminde olmalıdır.

Bir Yoldaş: Sorumluluk ve Ayrıcalık

Bir Kangal'la yaşamanın temel kuralları vardır:

  • O Bir Apartman Köpeği Değildir: Onların zihnindeki harita geniştir. Bir alanı kontrol etme ve yönetme ihtiyacı duyarlar.
  • O Bir Statü Sembolü Değildir: Bir Kangal'ın bir göreve ve etkileşime ihtiyacı vardır. Ailesinden ve "sürüsünden" ayrı, tek başına bırakılmak onu mutsuz eder.
  • Liderlik İster, Patronluk Değil: Kangal, sakin, tutarlı ve adil bir lidere saygı duyar. Bağıran, şiddet uygulayan veya kararsız bir sahip, onun gözünde liderlik vasfını yitirir.
  • Eğitim Değil, Yoldaşlık: Kangal ile Anlaşmanın Yolu: Kangal'ı geleneksel yöntemlerle "eğitemezsiniz" demek, onun zekasını küçümsemek değil, aksine yüceltmektir. Çünkü onlar, komutları defalarca tekrar eden birer robot değil, durumu anlayan ve kendi kararını veren ortaklardır. Onlarla sağlıklı bir ilişki kurmanın yolu, onlara bir şeyler "öğretmek" değil, saygıya dayalı bir liderlik ve yoldaşlık bağı kurmaktır.

Bu sürecin temeli ise eğitimden çok daha derin bir kavramdır: erken sosyalleşme. Doğal ortamlarında bir Kangal yavrusu, görev tanımını bir kitaptan okumaz. Ahırda koyunlarla ve onların kuzularıyla birlikte büyür. Kokularını, seslerini, hareketlerini öğrenir. Sürünün bir parçası olur ve biraz büyüyünce onlarla birlikte araziye çıkarak dünyayı tanır. Modern bir yoldaş için bu süreç, onu farklı insanlara, seslere ve kontrollü ortamlara alıştırarak kendi "sürüsünü" ve "arazisini" tanıtmak anlamına gelir. Amaç, dengeli ve neyin tehdit olup neyin olmadığını anlayan bir karakter geliştirmesine rehberlik etmektir.

Sonunda anlarsınız ki onlara verilecek en iyi eğitim, sadece sevgidir. Çünkü bir Kangal, ona gösterdiğiniz saf sevgiyi ve şefkati size sarsılmaz bir sadakat ve koruma olarak geri yansıtan en güçlü aynadır.

Son Söz: Bir Mirasa ve Gerçek Bir Yoldaşlığa Dair

Sonuç olarak, bir Kangal'ı hayatınıza dahil etmek, bir "köpek sahibi" olmaktan çok daha fazlasıdır. Bu, binlerce yıllık bir mirasa ve yaşayan bir efsaneye yoldaşlık etmektir.

Bu yoldaşlığın ne anlama geldiğini, yedi yıldır Fermente Mutfağım'da her gün yeniden öğreniyorum. Bu kadim dostlarım için iş yerimizin kocaman bahçesi ve etrafındaki uçsuz bucaksız araziler, modern bir otlak; personelimiz ise, onların gözünde sürünün bir parçasıdır.

Burada aslında görevliler. Görevleri onlara tebliğ edilmedi, görev tanımları da okunmadı. Yapmaları gereken ya da yapmamaları gereken bir uyarı hiç almadılar ve tam olarak ne yapacaklarını biliyorlar. Gelen her kargo arabasını, her çalışanı tanırlar ve bu rutine karşı tamamen sakindirler. Bir misafirimiz gelirse, durumu anlar ve inanılmaz bir kibarlıkla ona alan açarlar.

Gündüz bu kadar sakin ve neredeyse varlıklarının bile fark edilmediği bir halde olurlar. Onları bahçede göremezseniz, mutlaka tüm alanı görebilecekleri bir konumda rahatça yatıyorlardır. Uyuyor gibi görünebilirler ama dinleme ve gözlem hep sürer. Gece ise başka bir halleri var; o sakin hayvan değil artık. Devriye gezer, sabahın ilk ışıklarına kadar tüm alanda, bütün duyularıyla oradadır.

Sonuçta, kapınızı bir Kangal'a açtığınızda, evinize sadece bir köpek değil, bilge, sadık ve asil bir dostu, Anadolu'nun yaşayan ruhunu davet etmiş olursunuz vesselam.

 

Yorumlar

İlgili Diğer Yayınlar

Rafine Şekersiz Siyez Keki

Rafine şeker kullanmadan en eski un olan 10 bin yıllık unla, siyez unuyla kek yapalım mı? Rafine şeker yerine ne kullanmak lazım. Sunni tatlandırıcılar da en az şeker kadar zararlıyken geriye ne kalıyor?  Ya bal ve pekmez. Bal ısıyla temas edince toksik etki yaratıyor. Pekmezde zaten çok uzun süre kaynatılarak yapıldığı için bu etki maalesef mevcut. En iyisi soğuk sıkım pekmezler tüketmek. Aranırsa bulunuyor. Pekmezi de ısıya dayanıksız olması yüzünden kullanmıyorum pişirilecek tariflerde. Geriye şeker yerine kullanabileceğim çok fazla da seçenek kalmadı. Meyvenin kendi şekeri dışında.  Tatlandırıcı için olgun muz ve kuru dut kullandım. Hurma ya da kuru üzüm, gün kurusu kayısı da kullanılabilir. Fermente mutfağımda kullanılmayan malzemeler; Rafine tuz, Rafine şeker, Rafine endüstriyel un (organik ve tam buğday unu da olsa kullanmıyorum) Kabartma tozu, Şekerli vanilin, Kakao (yalnızca ham kakao kullanıyorum) Zeytin yağı, Hindistan cevizi yağı  ve tereyağ...

Huzurlu Ayaklar- Yeryüzünden Sonsuzluğa Açılan Kapı- Bölüm-2

Ruhsal Katmanlar Köklenmenin Hafızası Ayaklarımız yalnızca bedenimizi taşıyan birer araç değil, aynı zamanda ruhumuzun yeryüzündeki parmak izleridir. Yaşanmış her adımı, her tereddüdü, her içsel çatışmayı ve her sevinci sessizce kaydederler. Onlar, geçmişimizin toprakla temas eden canlı bir arşividir. Yürüdüğümüz yol, sadece coğrafi bir güzergâh değil; bastırdığımız kararların, yüzleşmekten kaçtığımız duyguların ve yönünü kaybetmiş soruların da bir haritasıdır. Köklenme: Yeryüzüyle Yapılan Kadim Sözleşme Ayaklar, dünya ile yaptığımız en eski sözleşmenin mühürleridir. Bu sözleşme, bu bedende güvenle var olmayı ve bu yaşamı tümüyle kabul etmeyi içerir. Köklenmek, yalnızca toprağa basmak değil, toprağa tüm varlığınla güvenmektir. Bu güven hissi her zaman bilincimizde değildir; çoğu zaman kendini bedenin en derinlerinde, ayaklarda bir gerilim, bir çekilme veya ince bir sızı olarak belli eder. Yön Bulma: Kalbin Pusulası Ayaklar, zihnin planlarına değil, kalbin gerçek yönüne sadıktır. Zihin ...

4/4 Beslenmemizde Yer Alacak Diğer Yiyecekler

  Kitap- Ferda Uslu Fermantasyon ile Dönüşüm Sanatı İleri Dönüşüm Sanatı Fermantasyon 4. Bölüm İçten Dışa Detoks 4. Kısım Beslenmemizde Yer Alacak Diğer Yiyecekler Mevsiminde ilaçsız yetişen bol bol taze sebzeler, yeşillikler. Kök sebzeler Tatlı patates Ceviz, badem, fındık, kaju gibi çiğ kuru yemişler Zerdeçal, zencefil seylon tarçını, acı biber, kara biber, nane, kekik, kimyon, defne yaprağı, sumak gibi faydalı baharatlar Fermente edilmiş baklagiller Bitkisel sütler Çimlendirilmiş tohumlar Ham kakao Kinoa, Cihia, karabuğday gibi proteini yüksek süper besinler.   Yukarıdaki yiyeceklerden istediklerimizi her gün beslenmemize ekleyebilirken, aşağıdakileri haftada bir iki defanın üzerine geçirmeden kullanabilirsiniz. Hurma, kuru kayısı, incir gibi kuru meyveler Taze meyveler Patates, Basmati pirinci Ham bal.   21 gün boyunca yukarıda bahsi geçen yiyecekleri, fermente besinleri, yağ ve tuzun dışında taze sebzeleri ve çok olmamak koşulu ile meyveleri yiyeceğiz. Tabağımız tapt...